728 x 90

Dördüncü Nesil Savaş ve Türk Gençliği

Dördüncü Nesil Savaş ve Türk Gençliği

Dördüncü Nesil Savaş ve Türk Gençliği

İnsan ömrü çocukluk, gençlik, orta yaşlılık, yaşlılık olarak dönemlere ayrılır. Her dönemin kendine özgü özellikleri; zayıf ve güçlü yönleri vardır. 15-24 yaş aralığında bulunan gençlerin (gençlik), dönemin doğası gereği sahip oldukları potansiyel enerjileri, güçlü yönleri; bilgi ve deneyim eksiklikleri ise zayıf yönleridir. Bu durumun farkında olan uzak görüşlü yöneticiler, nitelikli ve de süreklilik arz eden kurumsal eğitim öğretim hizmetleriyle gençlerin potansiyel enerjilerini ülkelerinin geleceği adına harekete dönüştürürler.

Tarih boyunca devletler arasında açık ya da gizli bir mücadele, savaş da denebilir, hüküm sürmektedir. Bu savaşların kazananı hiç şüphesiz güçlü olanlardır. Özellikle askerî teknoloji üreten ve bunun sürekliliğini başaran devletler, rakiplerine genellikle üstünlük sağlamışlardır. Askerî alandaki üretkenlik, ekonomik, siyasî, sosyo-kültürel, dinî vb. alanlardaki üretkenlikle pekiştirilince üstünlük egemenliğe dönüşmüştür. Egemenler ise, haksız bile olsalar – ki genellikle de haksızdırlar- haklı, ancak üret/e/meyenleri kelimenin tam manasıyla sömürmüşlerdir.

Egemen devletlerin bir diğer özelliği, genellikle gözden kaçırılır, o da kendi insanlarını çok yönlü yetiştirmeleridir. Bu ülkeler, donanımlı insanın, geleneksel savaş yöntemlerinin yerine ikame edilen çok boyutlu savaş tekniklerinde (Dördüncü Nesil Savaş) ‘anahtar’ konumunda olduğunun bilincindedirler. Nitekim bütçe kaynaklarının önemli bir kısmını eğitim-öğretim faaliyetlerine ayırmaları da bu yüzdendir.

‘Dördüncü Nesil Savaş’ yönteminde rakibin/düşmanın güçlü yanları tespit edilip, süreç içerisinde bunların tehdit/tehlike olmaktan çıkarılması amaçlanır. Bu doğrultuda düşmanın, hareket ve tepki kabiliyetinin kısıtlanması; iletişim araçları, sivil toplum örgütleri ve benzeri aktörler kullanılarak çaresizlik psikolojisine sokulması; kararlılığını yitirmesinin sağlanması temel taktiklerdendir.[1]

‘Dördüncü Nesil Savaş’ yöntemi, Türkiye’ye karşı yürütülen mücadeleyi klasik savaş tekniklerinden oldukça farklılaştırmıştır. Askerî mücadele, taşeron örgütler aracılığıyla açıktan sürdürülürken cephe genişletilmiş siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel, dinî, demografik vb. alanlara da taşınmıştır.

Türk devletine karşı sürdürülen çok yönlü savaşın bir boyutu gençliğinin üzerinde oynanan oyunlardır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) 2021 yılı verileri Türkiye’de genç nüfusun toplam nüfus içindeki payının (%15,3) 27 Avrupa Birliği ülkesinden fazla olduğunu (AB ortalaması %10,6) göstermektedir.[2]  Genç nüfusun sayısal fazlalığının potansiyel bir güç olduğu anlaşılır bir durumdur. Lakin asıl güç, bu genç nüfusun nitelikli bir eğitim öğretim sürecinden geçirilerek orta ve uzun vadede ülkenin her kademesinde söz sahibi kılınmasıdır ki, düşmanlar/rakipler için esas tehdit ve tehlike de budur. Bu tehdit ve tehlike ‘Dördüncü Nesil Savaş’ teknikleriyle ortadan kaldırılmalıdır.

Türk milletinin ve devletinin geleceği olan gençlerin enerjisini boşa çıkaran/çıkaracak, bir kısmı yetkililerin basiretsizliğinden, bir kısmı ise ‘Dördüncü Nesil Savaş’ teknikleri kaynaklı olguların belli başlıları şunlardır:

  • Eğitim-öğretim ve sınav sistemlerinde sıklıkla yapılan değişimler
  • Eğitim-öğretim kadrolarının (Öğretmen/Akademisyen) niteliğinde azalmalar
  • Başarının nitelikten çok nicelik ölçekli tanımlanması
  • Atama ve yükselmelerde liyakat/ehliyet ölçütünün terk edilmesi
  • Gençlerde;
  • Sigara, alkol, bağımlılık yapan madde kullanımının artışı,
  • İslam inancının yanlış ve kötü örnekleri yüzünden yaşanan ‘Deizm’ tehlikesi
  • Sapkın ilişkilerin özgürlük adı altında savunulması
  • Sanat adı altında pespayeliğe prim verilmesi
  • Yabancı ülkelere kaçışın bir çözüm olarak görülmesi
  • İşsizlik oranının yüksekliği
  • Suçlu sayısının artması
  • Etnik ve dini görünümlü yapıların istismarı
  • Alın teriyle değil de kolay yoldan kazanmanın makul görülmesi
  • Yaşamı anlama ve anlamlandırmada yaşanan yetersizlikler
  • Okuma alışkanlığı ve kendini ifadede yaşanan eksiklikler vb.

Türk milletini geleneksel savaş yöntemleriyle dize getiremeyenlerin farklı savaş yöntemleri geliştirdiklerini gözden kaçırmamak gerekir. Gençleri ilgilendiren yukarıdaki konularla ilgili olan herkesin, gençler özelinde Türk milletiyle sürdürülen bir savaşın tarafı olduklarını bir an bile gözden kaçırmamaları gerekir. Nasıl ki, geleneksel savaş yönteminde bir anlık bir ihmalin faturası bütün bir ordu ve onun şahsında bütün bir millet tarafından ödeniyorsa, modern savaş tekniklerinde de durum farklı değildir. O nedenle “gençlerini ihmal edenlerin geleceklerini imha ettikleri”[3] hiçbir zaman hatırlardan çıkarılmamalı ve ona göre vaziyet alınmalıdır. Yoksa mı? Düşünmesi bile çok acı, değil ki yaşanması.

 

[1] Dördüncü Nesil Savaş: Fikir, teknoloji, enformasyon/bilgi, moral ve ekonomik esaslar ekseninde geliştirilen, savaşı, asker/cephe platformunun yanı sıra, siyasi, toplumsal, ekonomik kısımlar başta olmak üzere hayatın tamamını etkileyen boyutlara taşıyan, hedef objeyi, hayatın her alanında ve kendi topraklarında kuşatarak işlevsiz/etkisiz hale getirmeyi tasarlayan, konvansiyonel ya da konvansiyonel olmayan saldırılara dayalı, dolaylı ve dolaysız tutumlar içeren çok bileşenli, strateji ve güç odaklı, karmaşık karakterli yeni savaş konseptidir. Bu tanım Abdullah ŞENGÖNÜL’ün “Dördüncü Nesil Savaş Kapsamında Türkiye İçin Strateji Tartışmaları” başlıklı doktora tezinin 44-45. sayfalarında yer almaktadır. Bu doktora tezi 2019 yılında “Dördüncü Nesil Savaş” başlığıyla Çizgi Kitabevi tarafından kitaplaştırılmıştır. İlgililer YÖK’ün Ulusal Tez Merkezi’nin https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=g6kmsUXly93Uv3e11rwp7g&no=jnT6lAGyEu8NHUqJU1mRQQ adresinden çalışmanın ayrıntısına erişebilirler.

[2] İstatistiklerle Gençlik, 2021, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Genclik-2021-45634#:~:text=Adrese%20Dayal%C4%B1%20N%C3%BCfus%20Kay%C4%B1t%20Sistemi,15%2C3’%C3%BCn%C3%BC%20olu%C5%9Fturdu. , Erişim Tarihi:21.06.2021.

[3] Bu söz Yusuf KAPLAN’ın, 2022 yılında Mecra Kitap tarafından yayımlanan “Yol Haritası” başlıklı kitabının kapak sayfasında “Gençlerini ihmal edenler, geleceklerini imha ederler.” şeklinde kullanılmıştır.

Recep TEMEL
ADMINISTRATOR
PROFILE