Unutma! Farkında Olduğun Kadar Güçlüsün – 10 Her Şey Yerinde ve Zamanında!
Gençler, toplum olarak zamanı yönetme konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Daha da önemlisi günlük yaşamımızı nasıl planlayacağımız konusunda donanımımız oldukça yetersiz. Bu nedenle gün boyunca yaptıklarımızın, çoğu zaman yapmamız gerekenler olmadıklarını söylemek bir kehanet olmasa gerek. Bu durum haftaya, aya, aylara, yıllara ve hatta yaşamın bütününe yayıldığında bizi bekleyen kaçınılmaz son, boşa geçirilmiş ömür/ler…
Telafisi mümkün olmayan ve de plansızlık neticesinde hiç sürpriz sayılmayacak böylesine bir yaşam serüvenimizin olmaması için gençken önlem/ler almalı, daha o çağlarda zamanımızı/yaşamımızı planlamayı ve bu plan doğrultusunda verimli geçirmeyi başarmalıyız. Başarmalıyız ki sonradan pişmanlık duymayalım. Böylelikle ‘Son pişmanlık fayda vermez.” diyen atalarımıza da lâyık torunlar olalım.
İnsan bilgiyle gelişen, bilgiyi yaşamına uyguladıkça saygınlık kazanan bir canlıdır. Bilgi edinmek için de tek yol hiç şüphesiz okumak değildir. Örneğin gözlem yapmak çoğu insanın bilgilenmek için kullandığı yöntemlerden biridir. Üniversiteyi doğduğum şehrin dışında okuduğumdan, üniversitemin bulunduğu şehre gidiş dönüşlerimde genellikle tercih ettiğim seyahat işletmesinin zihnime kazınmış mottosunu hiç unutamıyorum: “Her Şey Zamanında!” Otobüslerinde yazılı mıydı tam hatırlamıyorum ama biletlerinden yazıhane camlarına, tabelalarından diğer reklam görsellerine kadar neredeyse hepsinde işletme ismiyle birlikte bu ibarenin kullanıldığını gözlemlemiştim. İşletme bu mottoyla zamana ne denli önem verdiğini vurgulayarak müşterileri nezdinde tercih edilebilirliğini arttırmayı hedeflese de benim için “Her Şey Zamanında!” mottosu yaşamın bütününde kullanılması gereken sihirli bir ibare olmuştur, halen de öyledir.
Peki, bu ibarenin sihri nereden kaynaklanıyor? Düşünsenize insan olarak her istediğimizi istediğimiz anda yapamıyoruz. Çünkü mümkün değil. Bu durumda bulunduğumuz konumun gereklerini öncelemeli ve zamanımızı ona göre yönetmeliyiz. Örneğin öğrenci sıfatı taşıyorsak mesaimizi öğrenciliğin gereklerine, akademisyen ya da başka bir meslek mensubuysak o mesleğin gereklerine öncelik vermemiz gerekir. Birden fazla sıfat taşıyorsak; hem öğretmen hem baba hem eş hem de bir sivil toplum kuruluşunda yöneticilik gibi sıfatlarımız varsa, zamanı o şekilde planlamalıyız ki, her sıfatımızın gerektirdiği sorumlulukları başarıyla yerine getirebilelim. Diğer bir deyişle bizden beklenen ‘her şey zamanında’ yapılmış olsun.
Gençler, yazın paltoyla dolaşılmayacağı gibi kışın da şortla gezilmez. Mevsimler buna müsaade etmez değil mi? Yine istisna durumlar hariç gece uyanık durulup, gündüz uyunmaz. Tıbbî nedenler bir tarafa zaman mefhumu yitirilir, günlük yaşamımız alt üst olur, halk arasında kullanılan yaygın tabirle feleğimiz şaşar.
Öğrenciyken memur gibi memurken de öğrenci gibi davranılmaz, tıpkı bir anneyken çocuk, çocukken de anne olarak davranılmayacağı gibi. Ve yine müdürken işçi, futbolcuyken hakem, doktorken hasta, şoförken yolcu, garsonken müşteri gibi davranılmasının abesliği anlaşılır bir durumdur herhalde. Bizden beklenen konumumuzun gerektirdiği sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirmemizdir.
Gençler, hepimiz yaşam içerisinde belli sıfatlarla var oluruz. Bu sıfatlar yaşamın değişik evrelerinde farklılıklar gösterir, bir kısmı bırakılır, yerlerine yenileri gelir. Değişmeyen olgu, hangi sıfatı taşıyor olursak olalım toplumun ya da muhatapların bizden sıfatlarımızın gereğini yapmamızı beklemesidir. Yapmadığımız takdirde çözümün değil sorunun bir parçası olduğumuzu lütfen hatırımızdan çıkarmayalım.
Seyahat işletmesinin “Her Şey Zamanında!” mottosunu bir tık daha geliştirdiğimiz dikkatli okuyucularca fark edilmiştir diye düşünüyorum.
Ne mi yaptık? Her Şey Yerinde ve Zamanında!