Merhaba Dostlar!
“Başlamak bitirmenin yarısıdır” şeklinde hepimizce malum bir söz vardır. Gerçekten böyle midir?
Her başlayan bitirir mi, bilinmez, ancak her halükârda bilinen, başlanmadan bitirilemeyeceği hakikatidir. Biz de bu hakikate ram olarak başlayalım inşallah.
Yalnız, başlayalım başlamasına da, başlarken dikkat edilmesi gereken bir husus var mıdır? Yoksa kara düzen, bodoslama bir yerden girmek mi gerekir?
Tabii ki başlarken yapılması gereken bir şeylerin olup-olmadığını, kendimizi içerisinde tanımladığımız medeniyetin kodları belirleyecektir. Bu kodları önemsiyorsak, başlarken yapılması lazım gelenlere itibar ederek başlamak bir tercih olmaktan çıkacaktır.
Burada bir başka soruya da davetiye çıkarmış olduk. Hangi medeniyet ve kastettiğimiz medeniyetin başlamaya dair hangi telkinleri söz konusu?
Lafı uzatmadan bahsettiğimiz medeniyetin Türk-İslâm Medeniyeti olduğunu vurgulayarak merakınızı giderelim ve geçelim medeniyetimizin herhangi bir işe başlarken itibar edilmesini istediği davranış özelliklerine.
İlk elden her hayrın başının besmele-i şerif olduğu, besmele-i şerifle başlanmayan işlerin hayır netice vermeyeceği ikazıyla başlamak lazımdır. İş bu sebeple “Bismillahirrahmanirrahim/Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” diyerek başlayalım söze. Zaten medeniyetimizin bütün klasik eserlerinde bu girizgâhı görmek mümkündür. Sadece bu kadar mı?
Bahse konu klasikleşmiş eserlerin girizgâhının devamında yaratıcıya hamd ve sena ile devam edilir ve akabinde Hz. Peygamber’e salat ve selam getirilir ve eserin muhtevası hakkında özlü bilgilere yer verilir. Son cümle ise neredeyse sabittir ve “Gayret bizden, tevfik Allah’tandır” şeklindedir.
Bu usul çerçevesinde, biz de besmele-i şeriften sonra bize sonsuz lütuflarda bulunan yaratıcımıza hamd ve sena ediyor; hakikatin bilgisinin sözlü ve fiili tebliğcisi Hz. Muhammed (sav)’e salat ve selamlarımızı gönderiyoruz.
“Dostum” Türker Göksel ile “Dostluk Mahfili”nde dostluk ve dostluğun anlamı üzerine dilimizin döndüğü, gönlümüzün el verdiği oranda sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız. Elbette ki öncelikle sözümüz kendi nefsimize, sonrasında ise her kimin nasibi varsa, o kimseleredir ki, onlar bizim dostlarımızdır.
Merhaba Dostlar!
Gayret bizden, tevfik Allah (cc)’tandır.